İTİRAZ EDİYORUM SAYIN YARGIÇ.




Kapak fotomun azizliği sonrasında yaşamış olduğum ufak bir sıkıntı nedeni ile yazmaya  azıcık ara vermiştimki, tekrardan kendimi burda buldum. nedensizlikler içinde yaşarız bazen(yazarız).. kimin ne düşündüğü ne yaşadığı, duyguları hissettiklerini pek te önemsemeyiz aslında.
Bizi biz yapan insani degerler neler peki? Aslında belki demediğimiz, belki de hiç denemeye bile yeltenmediğimiz, cesaret edemediğimiz, korktuğumuz, ürktüğümüz fikirlerimiz bizi içimizdeki bize kavuşturan şeylerdi.
Hep denir ya, fikirleri insanı diğer canlılardan ayıran en belirgin farktır. Size şunu sormak istiyorum sayın okur. İnsan neden sürekli diğer canlılardan ayrılma çabası içerisinde ? Sürekli ötekileştirme neden ? Hepimiz aslında biriz, biziz. Eğer diğer canlı diye nitelendirdiğimiz türler konuşabilseydi şayet. Eminim onlar biz farklıyız demezlerdi. Fikir demişken, fikir sadece insan beyni ile oluşan bir olgu mu yoksa olay mı?bu olguların doğruluğunu ölçmek kimin fikri? olgu tarafsız, nesnel,yoruma açık olmayan,herkes tarafından kabul edilen bir süreç.. ben senin olgunu kabul etmiyorumm deme  şansım var mı şinasi?  etmiyorum genellikle..(inatçılığım en kötü  yanım)
"Mahkeme sahnesi düşünün, hatta engizisyon mahkemesi. Sürekli bağıran bir adam var; ‘’İtiraz ediyorum Sayın Yargıç!’’
Çok Amerikan sineması oldu evet. Amma velakin yapacak çok ta bir şey yok.
''Zanzibar mesela çok bilinmiyor mesela'' dedi kadın. Erkeğin cevabı netti; ''gerek yok ki..''"

Günümüzde yaşamış olduğumuz demokraside fikir ayrılıklarını yadırgamadan, ortak fikirlerin amaçlar doğrultusunda ilerliyor. Yani küçük şirin bir hesap yapacak olursak; on kişi varsa yedisi bir ortak karar verdiği zaman o doğru kabul ediliyor. Kalan üç kişinin üçü de belki ayrı ayrı şeyler düşünüyor ama önemi yok. Yedi kişi çok, yedi kişi doğru. Hem iç dünyaları bambaşka olan iki kişi nasıl olur aynı şeyleri düşünür ? Nasıl aynı fikirleri savunur ?
Öyleyse günümüz demokrasisi bütün yaşanmışlığı, geçmişi silip atan aslında hepimizi fikirsizleştiren, tekdüzeleştiren bir yapıda.


Peki bu ne kadar gider ? İnsan asıl düşüncelerini daha nereye kadar saklar, nereye kadar içinde tutar ? Bu insanların bağıra bağıra devam eden sessizlikleri ne kadar daha devam eder, bilinmez…

(Ben) En ışıltılı gülüşünü takınmıştı bugün, üzerinde kırmızı uzun elbisesi, yüksek topuklu ayakkabıları (platform değil.) ve halka küpeleri ile. Güneş kendini özletmekten halen vazgeçmemiş, bulutlar ve yağmur hallerinden gayet memnunları bale salonundaki dansları şiddetle devam ediyordu. Kaldırım taşları gene ıslak gene yorgun ve otomobiller gene umursamazdı.  İyilerin sadece iyi, kötülerin sadece kötü olmadığı bu dünyada bi sonraki adımı düşünmekten bıkan yalnız insanlarız biz. İkinci bi kişiyi hayatına almaktan korkan karanlık insanlarız. Belki ilerde bir gün yorgunluğumuza değer.       BİRAZDA İTİRAZ EDELİM... ;)


Previous
Next Post »
0 Yorum

Umarım gününüz güzel geçer:)